27 Aralık 2019 Cuma

Bugün(20.12.19) TEMA vakfı gönüllüleri okulumuz 80. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nde seminer düzenledi.Doğayı korumamız gerektiğini,eko okur-yazarlık, sıfır atık ve   geri dönüşümü  anlattılar bu yararlı seminer için teşekkür ederiz...
80.Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi / Resmiye UZGÖR

21 Aralık 2019 Cumartesi

RENGARENK
Karbon ayak izimizi küçültmenin yollarından biri de çöplerimizi evde ayrıştırmak.
Ayrıştırılan çöpler ayrı ayrı araçlarla toplanmalı ve geri dönüşümü gerçekleştirilmeli.
Bu iş aile içinde  bireysel bilinçle başlar, yetkin gençlerle devam eder ve toplumun her kesimine zaman içinde sirayet eder. 
Doğa Günlükleri projesi kapsamında okulumuzda düzenlenen TEMA gönüllülerinin verdiği seminerde ekolojik okur yazarlığın yanı sıra  , öğrencilerimiz geri dönüşüm ve karbon ayak izi konusunda da bilgi sahibi oldular.
Doğa Günlükleriyle El Ele HEDEF:Sıfır Atık 

19 Aralık 2019 Perşembe


KOMPOST YAPTIK, TOPRAĞI ZENGİNLEŞTİRDİK.

                                                                                                                        RESMİYE UZGÖR

14 Aralık 2019 Cumartesi


ARILARIN KARBON AYAK İZİ

Bal peteklerinin yapısını biliriz. Yan yana altıgenlerden oluşan bu yapı, son derece hassas olup ortalama duvar kalınlıkları 0,1 mm’dir.


Arılar altıgen yuvacıklar yaparak mevcut alanı en iyi şekilde değerlendiriyor, böylece en az balmumuyla hafif fakat sağlam petekler yapabiliyor ve peteğin içine maksimum miktarda bal depolayabiliyorlar. Günümüzde bilim insanları arı peteklerini taklit ederek hem yer tasarrufu sağlayan hem de dayanıklı yapılar tasarlıyorlar. Örneğin uçak mühendisleri güçlü ve hafif uçaklar elde etmek için petekle aynı yapıda paneller kullanıyorlar; böylece yakıt tasarrufu da sağlanıyor.

Fulleren: Belirli sayıda karbon atomunun bir araya getirilmesiyle oluşturulan fulleren; top, tüp, çubuk ve halka şeklinde sınıflandırılabilen yapay bir allotroptur
Fulleren; güneş pillerinde, hidrojen yakıt depolarında, kurşun geçirmez yeleklerde kullanılır.
En sert doğal madde olarak bilinen elmastan daha sert, hafif, aynı kütledeki çelikten daha sağlam yapay bir yapıdır.
Arıların  düşmanı: Zehirli gazlar: Arılar, polenleme sırasında zehirli su aracılığıyla zehirle temas ediyorlar. Sıkça da bu zehiri kovana getiriyorlar. Burada biriken zehir yavaşça tüm koloniyi öldürüyor. Toksinler, arılara birçok şekilde korkunç zarar veriyor. Bilişsel anlamda arılara zarar veriyor ve belki de en önemlisi arılara yol bulmayı unutturuyorlar, böylece arılar uzaklaşıp kaybolarak kovandan uzakta ölebiliyorlar. Bu durumun sıkça tekerrür etmesi kovanın kendini idame ettirmesine engel oluyor. 
Bal arılarının büyük bir ekonomik önemi vardır. Her yıl polenlenen bitkilerin mali değeri 265 milyar $ dolaylarında. Bal arısının olmadığı bir ekosistemde, tükettiğimiz yiyecekler yok olurlar veya üretimde devasa bir düşüş yaşanır. Elma, soğan, kabak gibi yiyeceklerin yanı sıra besicilikte kullanılan bitkiler, süt ve et gibi yiyecekler için de bal arısının varlığı çok önemlidir. 
Tükettiğimiz her 3 öğünden biri arılar sayesinde mümkün. Bal arıları o kadar önemli ki eğer ölürlerse binlerce ekin de beraberinde ölür. Bu da ilerleyen yıllarda milyonlarca insanın açlık çekmesiyle sonuçlanır.
O halde gelin arıların  ayak  izini takip edelim.

kaynak: Bilim Teknik Dergileri, 12. Sınıf Kimya Kitabı

8 Aralık 2019 Pazar

KARBON AYAK İZİMİZİ AZALTALIM


TÜRKİYE: kişi başına ürettiği CO2 miktarı : 2010 verilerine göre 4,1 ton , 2002 verilerine göre 3 tondur.  
YUNANİSTAN: kişi başına ürettiği CO2 miktarı : 2010 verilerine göre 7,8 ton , 2002 verilerine göre 8,6 tondur. 
RUSYA: kişi başına ürettiği CO2 miktarı : 2010 verilerine göre 12,2 ton , 2002 verilerine göre 10,7 tondur. 

Karbon Ayak İzi Nasıl Azaltılır? 
1.Yürüyün
2.Bisiklet Kullanın
3.Toplu Taşımayı Tercih Edin
4.Bireysel Araçlarda Birden Fazla Kişiyle Seyahat Edin
5.Uçak Yolculuklarını Azaltın
6.Hibrit Araç Kullanın
Enerji Kullanımınızı Dengeleyin
7.Ev İçerisinde Enerji Verimliliğine Dikkat Edin
8.Yeterli Sayıda Elektronik Ürün Kullanın
9.Yeşil Enerji Kullanın
Beslenme Alışkanlıklarınızı İyileştirin
10.Daha Az Et Tüketin
11.Yerli Gıda Tercih Edin
12.Organik Gıda Tercih Edin
13.İhtiyacınız Kadar Gıda Tüketin
Sürdürülebilir Yaşam Bakış Açınızı Geliştirin
14.Geri Dönüşüme Dikkat Edin
15.Organik Atıklarınızı Toprağa Verin
16.Eşyalarımızı Yeniden Kullanın
17.Yeşil Alanları Koruyun ve Artırın
18.Çevre Temizliğine Dikkat Edin
Bilgilenin ve Paylaşın
19.Bilinçlenin
20.Ortaklaşa Çalışmalar Yapın


Ağaç nereden gelmiştir?

Ağacın maddesi karbondur,peki o nereden gelmiştir? Havadan,havadaki karbondioksitten,insanlar ağaçlara bakıp onun(Ağacın maddesinin) topraktan geldiğini düşünür; bitkiler topraktan büyür çünkü.Ama eğer"madde nereden geliyor?"sorusunu sorarsanız...ağaçlar havadan gelir...karbondioksit ve hava ağacın içine girerve ağaç oksijeni çıkarıp yapıyı değiştirir...Biliyoruz ki,(karbondioksitteki)oksijenle karbon birbirine çok sıkı bağlıdır...ağaç bunu bozmayı nasıl bu denli kolay başarır? ...Oksijeni karbondan fırlatan güneşten gelen ışıktır...geriye ağacın maddesini oluşturan karbon ve su kalır!
                                        Richard Feynman
Resmiye Uzgör/80. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi
MADDELERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜ

 PLASTİK ŞİŞE (YAŞAM SÜRESİ 100-1000 YIL)
Plastik şişelerin yapısında polivinilklorür (halk arasında PVC olarak bilinmektedir) ve polietilen (halk arasında pet olarak bilinmektedir) vardır. Bu plastik türleri kolay üretildiği ve uzun süre bozulmadan kaldıkları için günümüzde çok fazla kullanılmaktadır. Çevreye atılan plastikler ise havadan ısı ve nemden etkilenmedikleri için  yüzyıllarca doğada bozunmadan kalabiliyorlar.
                                                                                    

PLASTİK KARTLAR (YAŞAM SÜRESİ 1000 YIL)
Elektronik devre kartları, iletken parçaları, metalleri ve camları kullanarak elektrik bileşenlerini birbirine bağlayan bakır kaplı plastik tabakalardır.
Elektronik devre kartları en basit elektronik aletlerin içerisinde bile bulunan ve elektronik sektöründe sıklıkla kullanılan devrelerdir. PCB üretiminin yılda 80 milyar dolar değerine ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu artışın en büyük nedeni, akıllı telefon ve medya cihazlarına olan talebin hızla artmasıdır. Günümüzde devre kartları toplam atığın (yılda 50 milyon ton) ağırlık olarak yüzde 10'luk kısmını oluşturmaktadır. 

CİKLET (YAŞAM SÜRESİ YAKLAŞIK 5 YIL)
Ciklet, doğak kauçuk sentetik reçine, şeker, tatlandırıcı ve renklendirici maddelerden meydana gelir. Cikleti çiğneme sırasında şeker ve tatlandırıcı maddeler ağızdan besin olarak alınır. 
Atılan cikletin yapısındaki doğal kauçuk havanın oksijeni ile kısa sürede bozunurken, sentetik reçinenin bozunması uzun zaman alır. Mikroorganizmların dahi bunları bozması uzun zaman alır.

TAHTA PARÇALARI (YAŞAM SÜRESİ 15 YIL) 
Hepsinden önce israf edilmemiş, tekrar kullanılmak üzere değerlendirilen her bir ahşap; gelecekte birçok ağacın kesilmesini doğrudan koruması demektir. Çünkü arada herhangi bir dönüşüm, vs. yoktur. Ahşap; direkt olarak ağaçtan elde edilir.

ALÜMİNYUM KUTU (YAŞAM SÜRESİ 10-100 YIL)
Geri dönüşümü son derece verimli ve bir o kadar da önemli olan maddelerden biri şüphesiz ki alüminyumdur. Yiyecekleri uzun süre taze tutan alüminyum folyolardan ve tek kullanımlık yemek, aşure kaplarından tutun da meşrubat kutularına ve hatta ağır sanayiye kadar birçok sektörde kullanılan alüminyum; işlevselliğinin yanı sıra yeryüzünde en çok bulunan metallerden biridir.
 Böyle bol bulunmasına ve birçok alanda kullanılmasına bağlı olarak keşfedildiği günden itibaren insanlık tarafından hunharca kullanılmaya başlanmış ve günümüze geldiğimizde dünya üzerinde devasa ölçülerde alüminyum atıkları ortaya çıkmaya başlamıştır.

İZMARİT (YAŞAM SÜRESİ YAKLAŞIK 3 AY)
Sigara tütün ve selülozdan oluşmaktadır.Selüloz ve tütün doğal maddelerdir bu nedenle çürüme süresi kısadır.
 Vancouver, sigara atık yönetimi programının bir parçası olarak 110 sigara geri dönüşüm ünitesine sahip birkaç blok üzerinde kurulmuştur. Ortaya atılan bu fikir, izmaritleri tutarak depolamanın yanı sıra aynı zamanda sokaklardaki çöpleri de ortadan kaldıracaktır. İnsanlar, evlerindeki ve işyerlerindeki izmaritleri de geri dönüşüme göndermek üzere proje kapsamında bilgilendirilecektir. Ve proje ile hiçbir sigara izmariti geri dönüştürülmeden bırakılmayacaktır.
KAĞIT PARÇALARI (YAŞAM SÜRESİ YAKLAŞIK 3 AY)
Gündelik hayatımızın her alanında; okulda, iş yerinde, alışveriş merkezlerinde, evde  kullandığımız kağıt maddesinin doğaya geri dönüşü ve tekrar kullanımı uzun zamandır bilinmekte ve uygulanmaktadır. Günümüzde dönüşüme gönderilen kağıtlar ile tekrardan kağıt ve türevleri maddeler üretilebilmektedir.  Kağıtlar, geri dönüşüm olarak en kolay şekilde işlenen maddelerden birisidir ve biriktirilmesi ve toplanması bakımından da diğer atık maddelere göre kullanıcılara ve bu konu ile ilgilenen kuruluşlara büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

CAM ŞİŞE (YAŞAM SÜRESİ YAKLAŞIK 4000 YIL)
Cam, doğal kaynakların(silika, soda külü, kireç, feldspat ve ilgili iz elementler) yüksek derecelerde eritilmesi sonucu üretilir. Bu da doğal kaynaklarımızın azalmasına, işleme esnasında kullanılan enerji ile petrol kaynaklarımızın azalmasına, üretim sonucu oluşturulan kirlilik ile de çevre ve sağlık sorunlarının oluşmasına neden olmaktadır. 
Doğal kaynakların bilinçsizce tüketildiği ve çevre sorunlarının önemli boyutlara ulaştığı bir çağda, plastik, ambalaj, atıklarının geri kazanımında olduğu gibi atık camların geri kazanımı da ülkemiz için önem teşkil etmektedir.


RESMİYE UZGÖR/80. YIL CUMHURİYET ANADOLU LİSESİ


5 Aralık 2019 Perşembe

BİR KÖYÜMÜZ OLMALI...

      ''Günlerden bir gün zengin bir baba, oğlunu bir köye götürdü.Bu yolculuğun bir tek amacı vardı.İnsanların ne denli yoksul olabileceklerini oğluna göstererek, yaşadıkları zenginliğin değerini daha iyi anlamasını sağlayacaktı.
     Hayli uzakta olan bir köyde yaşayan akrabalarının evinde bir gün ve bir gece geçirdiler.
Yolculuk dönüşü baba oğluna sordu:
     - Orada gördüğün her şeyden sonra insanların ne kadar yoksul olabileceklerini anlamışsındır sanırım. Ne zor bir yaşam şartları var, öyle değil mi? Şimdi bizim zenginliğimizle onların fakirliklerini bir kıyasla bakalım.
     Çocuk anlatmaya başladı:
     - Bizim evde bir köpeğimiz var, onların bahçesinde dört tane vardı. Bizim evde çok büyük bir havuz var, onların ise içinde binlerce balığın oynaştığı uçsuz bucaksız dereleri var. Bizim bahçemizi aydınlatan lambalarımız, onların bahçelerini aydınlatan yıldızları var. Bizim görüş mesafemiz ön bahçeye kadar, onlar ise tüm gökyüzünü görüyor. 
      Babasının hayret dolu bakışları arsında devam etti:
     -Teşekkürler baba, bana ne kadar yoksul olduğumuzu gösterdiğin için teşekkürler.''

Gerçek zenginliğin kıymetini bilenlere...

köyde yaşam ile ilgili görsel sonucu

         

Doğaya Yardım Ediyoruz



         Naylon poşetler hem doğada hem de insan vücudunda geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabiliyor. Dünyada poşet kullanım oranları kritik seviyelerde. Tüketiciler yılda 500 milyar ile 1 trilyon arasında plastik poşet kullanıyor. Bu, yılda kişi başına en az 150 poşet demek.
Saniyede ise 160 bin plastik poşet kullanılıyor. Ortalama 12-15 dakika kullanılan plastik poşetler, çöplerle birlikte doğaya atılıyor. Bu plastiklerin doğada tamamen yok olma süresi en az 1000 yıl. Maalesef bugüne kadar üretilen plastiğin %90’ı geri dönüştürülmedi. İşte bu plastiklerin çoğunun yolculuğu da denizlerde son buluyor. Büyük plastik parçaları, balina, kaplumbağa ve deniz kuşları gibi türlerin boğulmasına neden oluyor; küçük plastik parçaları ise deniz hayvanları tarafından yiyecek sanılıp yeniyor. Hatta bu şekilde plastikler, deniz mahsülleri aracılığıyla tabaklarımıza kadar giriyor. 



         Ancak hepimizin bildiği üzere ülkemizde 1 Ocak 2019' dan beri plastik poşetleri para karşılığı alıyoruz. Bu uygulamayı doğru bulan da var,“ Poşete bile para veriyoruz! Dünya ne hale geldi.” diyen de. Tabii dünyanın bu poşetler yüzünden ne hale geldiğini bilmeden bilinçsizce yapılmış bir yorum olduğu bir hayli açıktır ki ülkemizde uygulamanın yürürlüğe girmesi sonucu azalan plastik poşet kullanım oranları birer kanıt oluşturacaktır. Plastik poşetlerin ücretlendirilmesinin Türkiye’de de, dünyada da tek bir amacı var, plastik poşet kullanımını azaltmak. Birçok ülkede yapılan etki analiz raporlarına göre, ücretlendirme bir ekonomik araç olarak, tüketicilerde psikolojik etki oluşturuyor ve kullanımı azaltıyor.

        Poşetin paralı olmasının ardından kullanımda çok büyük oranda azalış görüldü. Marketlerden ve mağazalardan elde edilen bilgilere göre naylon poşet kullanımı ücretli poşet uygulamasına geçilmesinin ardından %80 oranında düşüş gösterdi. Yaşanan bu rekor orandaki azalışın ardından uygulamanın ne kadar başarılı olduğu ortaya çıkmış oldu. Vatandaşlar 25 kuruş market poşeti ücreti ödememek adına artık daha az poşet almayı tercih ederken bu tercih çevrenin korunmasına da katkı sağladı :D.

Bitkilerle DOĞAYI güzelleştiriyoruz



  
  Doğa Günlükleri projesi kapsamında yaptığımız çalışmalar her zamanki gibi devam etmekte. Bu proje dahilinde yetiştirdiğimiz bitkiler için gübre yaptık.   







 Yaptığımız çalışmalarla doğayı güzelleştirmeyi umuyoruz. Bu projelerle insanları yaptıkları doğa ile ilgili yanlışlarından döndürmeye,  onları doğaya teşvik etmeye çalışıyoruz. Bu sayede doğayı bir nebze bile olsa kurtarmayı amaçlıyoruz.
                (Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi, Proje Danışman Öğr. Zübeyde Çolak)

Tüketmeyelim, Türetelim!



Yılbaşı yaklaşıyor. İnsanlar sevdikleri, değer verdikleri insanlara yeni yıl hediyeleri vermek onları mutlu etmek istiyor fakat bu hediyeler israflı veya çok abartılı olabiliyor. Ayrıca üzerinde pek bir duygu olmayan ve sadece para ile alınan bu hediyeler sevdiklerinizi pek mutlu edemeyebiliyor. Bunun yerine kendimizin yapabileceği doğamızı tüketmeyen hatta doğaya katkıda bulunduğumuz 10 hediye fikrimi sizinle paylaşmak istiyorum.

1.Sempati duyduğu bir Sivil Toplum Kuruluşu'na onun adına bağış yapın.
2. Ekolojik pazarlardan sağlıklı gıdalarla dolu bir sepet yapın.
3. Soğuk kış günlerinde onu sıcak tutacak bereler, atkılar, kazaklar örün.
4. Ona bir mektup yazın.
5. Onun için bir şarkı besteleyin, resim yapın.
6. Kendi ellerinizle ona doğal bir yemek hazırlayın.
7. Yetenekli olduğunuz bir konuda ders verin.
8. Onun adına bir ağaç dikin.
9. Birlikte çekilmiş fotoğraflarınızdan bir albüm yapın.
10. Birlikte sokak hayvanlarını besleyin.

Ve bunları yapmak için yılbaşı gibi özel günleri beklemeyin. Sevdiklerinizi her zaman mutlu edin ve her zaman doğayı koruyun.




















4 Aralık 2019 Çarşamba

TEMA vakfı gönüllülerinden ekolojik okuryazarlık eğitimi



Sadece Tema gönüllüsü olmakla kalmayıp hala bu konuda yeni şeyler öğrenip doğayı güzelleştirmeye
çalışıyoruz.İşte bugün de Tema gönüllüleri okulu-muzda bir seminer düzenlendi.İklim değişikliği ve ekosistem gibi konularda bilgi sahibi olduk.Artık daha bilinçli olduğumuzu düşünüyorum ve her geçen gün doğayı daha da güzelleştiriyoruz.Bu yolda devam ederek doğayı eski güzelliğine kavuşturacağız.
                                                  (YUSUF KALKAVAN ANADOLU LİSESİ- ÖĞR. ZÜBEYDE ÇOLAK)

29 Kasım 2019 Cuma

ÇÖP VAR BEDAVA


Çöp Var, Bedava


İsveç’ten haber: 2020 yılına kadar sıfır atıklı bir ülke olmayı hedefliyor. Bugün ülkedeki evsel atıkların yüzde 99’undan fazlası geri dönüştürülüyor. İsveç İstanbul Başkonsolosu Therese Hyden, ülkesinin geri dönüşüm başarısının arkasında yatan nedenleri anlattı.
 “2020’ye kadar sıfır atık hedefleyen bir vizyon ortaya koyduk, bunun arkasında elbette bir strateji ve plan var. Geri dönüşüm doğal olarak gelen bir şey değil. Düzenlemenin, iletişimin, yatırımların ve atıkların geri dönüşüme gönderilmesini sağlayan sistemlerin bulunmasının sonucu. Sıfır atık, artık toplum olarak bizden hiçbir atık veya çöpün çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Tam tersine eğilim olarak daha fazla tüketiyoruz ve hala daha fazla atık üretiyoruz. Elbette bu başlı başına bir sorun ve insanoğlu olarak ürettiğimiz atık miktarını azaltmayı düşünmemiz gerekiyor. Ama diğer önemli şey ürettiğimiz atıklarla nasıl başa çıkılacağıdır. Bunu yapmanın birkaç yolu var: Biri geri dönüşüm, diğeri de atıkları enerji gibi başka amaçlar için kullanmak. Yani çöpten enerji üretimi.”

Hyden, 3 tonluk çöpten elde edilen enerjinin 1 ton akaryakıttan sağlanacak enerjiyle eşdeğer olduğunu belirterek,Çöpten enerji üretimi ve geri dönüşüm stratejimizde önemli rol oynadı. Çöp her daim var ve bedava. Bu nedenle çöpünüzü değerlendirmek aslında bir yatırım” diyor. Hyden, İsveç’in çöpü enerjiye çevirirken bir anlamda çöpü altına çevirmiş olduğunu belirterek, “Evet, nüfus olarak çok kalabalık değiliz, 10 milyon kişiyiz. Ancak hane halkları arasında evsel atıklarımızın yüzde 99’unu geri dönüştürüyoruz” diyor. İsveç’in yolculuğunun bireylerden başladığını vurgulayan Hyden, ‘Çöp Devrimi’nin formülünü şu sözlerle anlatıyor:

“Evden başlayarak çöpleri ayrıştırıyorsunuz, bunu belediyenin sağladığı altyapıyı kullanarak yapabiliyorsunuz. Yaşadığınız yerde her zaman bir çöp toplama noktası oluyor. Dışarıdaki çöp kutuları sadece bir tane değil; teneke kutular, kağıt, evsel atık, cam ve plastik için evinizin hemen önünde ayrı çöp kutularına sahip oluyorsunuz. Zaten çöpler burada ayrılıyor. Tabii bu sistemi bir gecede kurmadık. ‘Çöpümüze dikkat etmek için zaman harcıyoruz, bu başka birinin işi değil mi’ şeklindeki algıyı kırdık. Bunun da arkasında eskiden beri gelen doğaya erişim geleneği ile çöp ve atık yönetimindeki erken mevzuat ve düzenlemeler var.  İsveç’te açık havaya erişim hakkı diye bir hak var.
Bu, diğer insanlara bakan bir çocuk olarak öğrendiğiniz bir şeydir, kendi ailenizdeki, kendi toplumunuzdaki sosyal normlardır. Çöpünüzü doğaya değil de çöp kutusuna atmanızı söyleyen bir sosyal norm varsa, o zaman siz de böyle davranırsınız.

KULLANIŞLI ŞEYİ ZARURİ OLANI BULMAK





                                             Kullanışlı Şeyi , Zaruri Olanı Bulmak!





              Bir gün bir çeşmede, suyu avuçlarıyla içen bir çocuğa rastlayan Diogenes, bir an durduktan sonra şaşkınlıkla 'Diogenes' der, 'aldın mı boyunun ölçüsünü?'. Heybesindeki ahşap kupayı muzafferane bir gülümsemeyle uzağa fırlatır.Mutludur, çünkü bir yükten daha kurtulmuştur. 







16 Kasım 2019 Cumartesi

Sağlıklı Bir Gelecek İçin Doğallığı Seçin...


   Doğa Günlükleri kasım ayı çalışmaları kapsamında okulumuzda sebze yetiştiriyoruz. Yeni neslin gitgide daha çok hazır besinlerle beslendiğinin ve de bunun sağlığımızı olumsuz yönde etkilediğinin farkındayız. İşte bu yüzden doğal, organik tarıma dikkat çekmek istiyoruz.
                                           (YUSUF KALKAVAN ANADOLU LİSESİ- ÖĞR. ZÜBEYDE ÇOLAK)
            
                                                                           

TEMA Vakfı Gönüllüleri Okulumuzda...


    Bildiğiniz üzere doğayı eski güzel haline geri getirebilmek ve gelecek nesillere şimdikinden daha güzel bir dünya bırakabilmek için ekolojik okuryazar olduk. Şimdi de TEMA gönüllüsüyüz. TEMA Vakfı gönülleri bizlere rozetlerimizi ve kartlarımızı vermek, artık bizlerin de Tema gönüllüsü olduğunu ilan etmek için okulumuza geldi. Sınıf kapımıza beraber "Tema gönüllüsüyüz" yazısını astık. Bu yolda bize destek olan TEMA gönüllülerine ve bizi bu yola teşvik eden öğretmenimiz Zübeyde Çolak'a çok teşekkür ederiz.
                                   (YUSUF KALKAVAN ANADOLU LİSESİ- ÖĞR. ZÜBEYDE ÇOLAK)

10 Kasım 2019 Pazar

8 Kasım 2019 Cuma


                    DOĞA İÇİN
Diyojen bıraktı heybesindeki tahta tası
Yunus’a yetti bir lokma bir hırkası
Toprak olunca Yaşar Kemal’in dayanası
Bizim isteğimiz hep bir fazlası
Haydi, bir şey yap doğa için insanoğlu

Çiftçi Ahmet Dede kaybetti tohumunu
Bulamadı Çoban Emin kuzusuna otunu
Kaldı mı Fatma ninenin pekmezi tarhanası
Haydi, doğa için insanoğlu

Sanayi devrimi dedik ilerledik
Sülfürü nitrojeni her şeye boca ettik
Sonunda içtiğimiz suyu da asitledik
Haydi, doğa için insanoğlu

Ocak ayında yemek istedik domatesi biberi
Bırakmadık yaza ne çileği ne  kirazı
İki kere ektik bir yılda toprağı
Haydi, doğa için insanoğlu

Uzaya çıkalım dedik kömürü tükettik
Petrolü yaktık havayı kirlettik
Yetmeyince nükleeri denedik
Sonunda çayımızı da kaybettik
Haydi, doğa için insanoğlu

Doğmak doğadan gelmektir
Doğada olmak özüne dönmek dönüşmektir
Doğa Günlükleri’nde gelişmektir
Haydi, bir şey yapalım doğa için insanoğlu


 RU

7 Kasım 2019 Perşembe


  Toprak insanoğlunun bütün ihanetlerine rağmen hep dayandı ve ona birbirinden güzel yemişlerini sunmaya devam etti. Peki, biz toprağı sınamaya devam edip sınırlarını zorlayacak mıyız yoksa hak ettiği değeri vererek buna son verecek miyiz?
  Neden doğa dostu gıdalar tüketmeliyiz diye diretiyoruz çünkü mevsiminde yetiştirilmeyen gıdalar yüzünden toprağı zehirliyoruz. Kimyasal gübre ve ilaçlarla onu her geçen gün  biraz daha kirletiyoruz.
   Toprağın çürümeye başlamasına göz yumma, ekolojik okuryazarlık bunu gerektirir.

6 Kasım 2019 Çarşamba

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

...........
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin
.......
Nazım Hikmet




''11.11 de geleceğe nefes''

4 Kasım 2019 Pazartesi

TOPRAK VE GIDA ÜZERİNE
Güneş, toprak, hava, su bana ve tüm diğer varlıklara yaşam verdi.
Bedenlenip, türüme ait bir canlı oldum.
Yaşam sürem bitince yine doğaya karışacağım. Belki bir ağacın yaprağındaki klorofilin
magnezyumunda, bir deniz canlısı kavkısının kalsiyum karbonatında, bir kelebek
kanadının oluşumunda, belki bir balıkta, bir kuşta belki yeniden bir molekül olarak
var olacağım.
Bir dilim ekmeği yerken, güneşin fiziksel enerjisinin, ekmekteki nişastanın
kimyasal bağlarında depo edildiğini biliyor musunuz? Yani güneşi yediğinizi biliyor musunuz?
Ya da ekmeğin ve diğer bitkisel ürünlerin, nişasta ve şekerindeki bağ enerjisini
hücrelerimizde açığa çıkarıp, yaşam enerjisi haline dönüştürdüğümüzü? 
Ama besin salt enerji demek değildir.Sağlıklı bir yaşam için, protein ve yağı yapı malzemelerine dönüştürürken su, vitamin ve mineralleri de almamız gerektiğini biliyor muyuz?
İnsan vücudundaki elementler ve maddeler ile topraktakiler birbirinin neredeyse aynıdır.
Yani toprakta da demir var, vücudumuzda da. Bağırsak floramızda probiyotikler
varken, toprakta da canlı mikroorganizmalar var.
Bitkiler topraktan su ile birlikte aldığı mineralleri ve yaptığı vitaminleri
besinleri aracılığı ile doğrudan tüm canlılara, sebze olarak, tohum olarak, ot olarak,
meyve olarak iletir. Diğer canlılar da bu ürünlerle büyür et-süt- yumurta yaparlar;
ürünlerini paylaşarak dünyadaki yaşam çeşitliliğini sağlarlar.
Yani sağlıklı bir toprakta sağlıklı şeyler yetiştirip bunlarla besleniyorsak
sağlıklı oluyoruz ya da tam tersi toprakta olan problemler yiyeceklere yansıyor,
yiyeceklerdeki bozukluklar da insan vücuduna zarar veriyor ve daha sonra da çoğunlukla çağımızın vebası olan kansere davetiye çıkarıyor. 
Kirleterek, sömürerek doğanın şartlarını değiştirerek, toprağı, havayı, suyu tüketen insan; yalnız kendi türüne değil, tüm diğer türlere de zarar vermektedir. Doğa kendi dengesini günün birinde nasıl olsa kuracaktır. Ama büyük bir olasılıkla bu dengede insanın emeği ve yeri ne yazık ki olmayacaktır.
Artık düşünme zamanı; Gelecekte aç kalabileceğimiz ihtimalini görmeli, doktora harcayacağımızın paraların hesabını yapmalı böyle giderse beton ve zehir yemek zorunda kalacağımızın farkına varmalıyız.
Yakın gelecek mahsulünü evlat sayanların ve onlara değer verenlerin kazanacağı bir dünya olacak...