20 Mart 2020 Cuma

NE KADAR ÖZGÜRÜZ?


NE KADAR ÖZGÜRÜZ?

İnsanoğlu bireysel ve toplumsal olarak rahata kavuşmak için her şeyi  yapıyor. Yüzyıllardır süregelen hep daha iyiye ve rahata erme  arzusu beraberinde birtakım sıkıntıları da getiriyor. Her yenilik gölgesiyle geliyor.  Kendi gölgemizi göremez durumda mıyız ?  Hala zaman var mı? İnsanlık adına zaman var mı?
Doğa özgürdür. İnsan da doğanın ayna görüntüsüdür. O halde doğanın bu özgür ruhunu içimizde keşfetmeli ve sınırımızı hatta haddimizi  bilmeliyiz. Bu yüzden evdeyiz. Bir başkasının, havanın, suyun, toprağın, kısacası doğanın özgürlüğüne ne kadar zarar verdik ve şimdi ne yapmalıyım sorusuna cevap bulmak için evdeyiz.
Doğa da  insan da özgür olmalı. Su da akmalı, coşmalı .Suyu hapsettik. Depolara, plastik kaplara, şişelere, ....  Akan su kir tutmaz denir. Biz suyu kirlettik, suya hükmettik. Onu kısıtladık. Aslında etrafımızı çevreleyen duvara bir tuğla daha ekledik.  Ne yapsaydık? 20 katlı bir gökdelende otururken suyu nehirden mi taşısaydık?  Bir elma ağacından on elma yemeyi nasıl biliyorsak bir tanesinin çekirdeğini de yeniden ekmeliydik. ‘Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz’ der  Hadis-i Şerifte. 
İnsan doğanın yansımasıdır. Öte yandan doğaya insan eli değdikçe doğa da kendini korumaya alıyor. Sürdürülebilirlik için bizi korumaya alıyor. Ne ekersek onu biçiyoruz . Bazen yaptığımız kötülükten daha fazla zarar görmemek için bugünlerde yaşadığımız gibi hayatımızda duraksamalar  yaşıyoruz. Düşünmek için çok vaktimiz var. Yansımayı, mükemmelliği, elimizin ne kadar kirli olduğunu fark etme zamanı.

1 yorum:

  1. Bugünler düşünmek ve yanlışlarımızdan dönmek için bir uyarı galiba...

    YanıtlaSil